Antalya'da Sinema Heyecanı: Sinema Tırı 18 İlçeye Geliyor! Antalya'da Sinema Heyecanı: Sinema Tırı 18 İlçeye Geliyor!

Son yıllarda tarihi bir yoksullaşma sürecine giren Türkiye'de yolsuzluk dosyaları, şüpheli kamu ihaleleri,  rüşvet, özlleştirmeler, döviz garantili zarar eden projeler derken en son yaşanan döviz kurları hareketleri ve borsa manipülasyonları ile "iktidarının önceden pozisyon alarak döviz ve borsa ile Türkiye ve halkını soyduğu" söylem ve iddiaları muhalefet ve sosyal medya tarafından gündem olmuştu ki, hemen ardından iktidarın “ihracata” dayalı politikasına gözler çevrildi.

65 yaş üstüne kolonya ve maskeler, Erdoğan imzalı poşet ve mektupla  dağıtıldı

Türkiye'nin, dış ticarette pahalıya alıp, ucuza sattığının ortaya çıkması ile kaynakların pahalı ithalat yapılan ülkelere aktığı kamuoyunda konuşulmaya başlandı ve bu ülkelerin zenginleşirken Türkiye'nin yoksullaştığı görüldü.

Artık genel bir kanı olduğu şekilde iktidarın düşük TL ile teşvik ettiği ihracata dayalı politika, Türkiye’yi yoksullaştırıyor çünkü ithalat birim fiyatlarının yüzde 27 arttığı son bir yıllık dönemde Türkiye’nin ihracat fiyatlarındaki artış ise yüzde 6.1’de kaldı.

Erdoğan neden sürekli çay fırlatıyor?

Cumhuriyet'in gündeme taşıdığı bu haberde durumu değerlendiren CHP Manisa Milletvekili Vehbi Bakırlıoğlu, Dünya Ticaret Örgütü verilerine göre geçen yıl Türkiye’nin dünya ihracatı içindeki payı 1.01 iken bu yılın ilk çeyreğinde rakamın 1.02 olarak gerçekleştiğini belirttiği görüldü.

Bakırcıoğlu'nun, “İhracatı artırmak için TL’nin dolar karşısında erimesine göz yumuldu. Bunun adına da rekabetçi kur denildi. TL’nin değer kaybetmesiyle halk fakirleşti. İhracat arttı ama dünya ticaretinden aldığımız pay aynı kaldı. Ayrıca rakamlar siparişlerin inişe geçtiğini gösteriyor”  sözleri konuya ilişkin dikkat çekerken dış ticaretin bu durumu nedeniyle Türkiye’nin ödemeler dengesinin de  “alarm” verdiği hatırlandı.

Erdoğan'ın 'al bunu iç' diyerek çay fırlattığı esnaf: AKP üyesiyim, kırıldık

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ise, dış borçlanmayla ve sermaye girişiyle finanse edilen cari işlemler açığının tehlikeli hale geldiğini belirterek “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da itiraf ettiği ‘döviz sıkıntısının’ önemli nedenlerinden biri olan cari işlemler açığı hızla büyümeye devam ediyor. MB’nin eksi rezervi, ‘dost ülkelerden alınan borç’ ve kaynağı belirsiz dövizle finanse edilen cari işlemler açığı bu haliyle sürdürülemez. Koşar adım ödemeler dengesi krizine gidiyoruz.” dedi.