Kendisine 1 milyon liralık tazminat davası açan ve Türkiye'nin hem "beşli çete" üyesi olarak hem de "milletin .... koyacağız" sözleri ile tanıdığı iktidar zenginlerinden iş insanı Mehmet Cengiz'e seslenen Yılmaz Özdil önce "Allah sana uzun ömür versin ama benden önce ölürsen, mezarının başında olacağım, bu milletin sana hakkını helal etmemesi için yaptığın her şeyi bu millete hatırlatacağım. Ben senden önce ölürsem, seni Sırat köprüsünde bekleyeceğim Mehmet Cengiz. Şu anda sahip olduğun milyar dolarlarla, etrafındaki iktidar goygoycularıyla kendini çok güçlü zannediyor olabilirsin. Senin milyar dolarların mı güçlü, benim kalemim mi göreceğiz" dedi ve sonra devam etti.
Yılmaz Özdil, Lale Özan Arslan'ın YouTube kanalında gündeme dair açıklamalarda bulunurken köşe yazısı nedeniyle iş insanı Mehmet Cengiz'in kendisine 1 milyon liralık tazminat davası açması hakkında konuştu.
Özdil'in çarpıcı açıklama ve söylemleri ise şöyle oldu;
* Hapse girmemizi isteyen var, canımızı isteyen var, Mehmet Cengiz de paramızı istedi. Geçmediğimiz köprünün, girmediğimiz tünelin parasını alıyorlardı şimdi de etmediğimiz hakaretin parasını istiyorlar. Çok tuhaf.
* Gördüğümüz kadarıyla Mehmet Cengiz, sırtını AKP'ye yaslamanın zahiri gücüyle, kendisini AKP davranışı göstermekte haklı bulmuş. BizE ceza davası açmış.
* Milletin orasına koyacağını söyleyen Mehmet Cengiz, bizim davada da bu lafıyla söz konusu olacak. Bunu daha önce bir AKP eski milletvekili dava etmişti ve bu lafı söylediğini kabul etmişti.
* Milleti değil, rakibini kastettiğini söyleyerek ama neticede lafı söylediğini kabul ederek, aslında montaj denilen 17-25 tapelerinin doğru olduğunu kabul etti…
* ‘Bana hakaret etti’ diye 1 milyon liralık tazminat davası açtı. Bir insanın Cumhurbaşkanlığı makamına aday gösterilmesi hakaret midir?
* Ben aslında Mehmet Cengiz'in Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret ettiğini düşünüyorum. ‘Aday ol' diyoruz, sen hakaret ettin diyor. Aday olmak istemiyorsa olmasın, teklif var ısrar yok.
* Gazetecileri bu ebatta paralarla mahkemeye vermek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı. Siz Türkiye'de ve dünyanın hiçbir yerinde gazetecileri astronomik rakamlarla mahkemeye veremezsiniz.
* İngiltere'den Amerika'ya Türkiye'nin hemen her şehrinden yüzlerce kişi ve kurumun, ‘Biz bu parayı ödemeye talibiz' diye bana başvuruları var. Onlara da ben yurttaş gazeteci olarak ayrıca teşekkür ederim.
* İktidar gücünü, gazeteciye karşı ezme gücü olarak kullanmanın ne demek olduğunu Mehmet Cengiz anlayacak. Mehmet Cengiz'in paraları mı güçlü bizim kalemimiz mi, bunu hep beraber göreceğiz. Biz bu inançla gazeteciliğimize devam ediyoruz. Bu ülkenin mahkemeleri, Mehmet Cengiz'in maaşlı memuru değil.”
SADAT İÇİ DE ÇARPICI AÇIKLAMALARDA BULUNDU;
* SADAT meselesini medyamızda pek aynı çerçevede görmüyorum. SADAT dediğimiz mekanizma, aslına bakarsanız tarikat, cemaat, zır cahil atmosferinin bir ürünüdür.
* Silahlı kuvvetlerin, TBMM'yi, Anayasayı devre dışı bırakarak silahlı faaliyet göstermek, silah ticareti yapmak ve bunu çıkıp televizyonda anlatmak, bana sorarsanız ortada nasıl büyük bir cehalet olduğunu gösteriyor.
* Bunların ben AKP'nin desteğiyle, sağda solda silah satarak, Türkiye'yi rezil ettiklerini, Türkiye'nin başına büyük iş açtıklarını düşünüyorum.
* Bunun bile aslında, babadan oğula geçmiş bir şirket olması bile, SADAT'ın bir askeri faaliyet yürütmemesi gerektiğinin kanıtı.
* SADAT'ın şu anki yönetim kurulu başkanı telefon bayisi. Telefon bayisiyken, trileçe üretirken, gayri nizami harp uzmanı olmuş. Ben asıl bu konuyu merak ediyorum.
* (SADAT) Bence seçim güvenliği için değil, şu anlamda büyük tehlike: Bu kadar büyük bir cehaletin silah ticareti yapması.
* Gidip Afrika ülkelerinde, orada burada gayri nizami harp eğitimi vermesi, bunu çıkıp televizyonda badem ithalatı yapıyormuş gibi anlatması asıl tehlike.
* SADAT'ın, Türkiye Cumhuriyeti devletini, uluslararası savaş suçlusu ilan etmeleri için kullanılabilecek bir mekanizma olduğunu düşünüyorum. SADAT, Türkiye'nin başına bu şekilde bir bela açabilir.