Sosyal medyada Peker ile başlayan ifşalar sonrası AKP iktidarının önceden pozisyon alarak döviz ve borsa ile Türkiye ve halkını soyduğu söylemleri artık sosyal medyayı da aşıp Türkiye gündemini adeta sallamaya başladığı ve sokağa indiği için AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düğmeye bastığı ve yurtiçi ve yurtdışı tüm kanalları harekete geçirdiği iddiaları geldi.
Bir dönem AKP iktidarının destekçisi olan ve bu dönemde de "saygın", "hayırsever" iş insanı ünvanları ile anılan ve ödüller alan Sedat Peker, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile girdiği tartışmalı süreç sonrası ifşa videolarına başlamıştı.
SEDAT PEKER HEDEF BÜYÜTTÜ
Sosyal medyada Sedat Peker'in en yakın isimlerinden Emre Olur'un yakalanması ve tutukluluk kararı sonrası yaşananlar tekrar Peker sürecinin değerlendirilmesine ve yorumlanmasına neden olurken kamuoyunda, öcelikle Sedat Peker'in sadece Süleyman Soylu'yu hedef aldığı ve hatta AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da desteklediği söylenilen süreç sonrası Soylu'yu görevinde ve koltuğunda koruyan Devlet Bahçeli akıllara geldi ve, bu hesaplaşmada açıkladıkları ile Peker'in halk tarafında "kurtarıcı" olarak görüldüğü ve bir kahraman haline gelmesi sonrası, değişerek ve hedef büyüterek Erdoğan'ı da ifşalarına dahil ettiği yorumları son ifşalar ile yaygınlaşmaya başlamıştı.
BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ İLE ANLAŞILDI
Hatta AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, okların kendisine çevrilmesi sonrası Birleşik Arap Emirlikleri ile pazarlık yaptığı ve Peker'i susturmak amacı ile ilişkilerini yenilediği ve güçlendirdiği konuşulmaya başlandı ki zira Sedat Peker'in video çekememesi de bu tarihlere denk geliyordu.
Erdoğan'ın kara kutusu olarak yorumlanan Hansan Yeşildağ ve yine Erdoğan'a yakın isimler olan Zehra Taşkesenlioğlu / Ali Fuat Taşkesenlioğlu dahilindeki SPK ve Borsa dosyasının açılması ile artık iplerin tamamen koptuğu ve tehlikenin büyüdüğü sosyal medyada konuşulurken, Emre Olur'un yakalama süreci de "Erdoğan kılıcını çekti" olarak yorumlandı ki zira bu gündem sonrası "AKP iktidarının önceden pozisyon alarak döviz ve borsa ile Türkiye ve halkını soyduğu" söylemleri artık sokağa taşmıştı.
VE TEHDİT BÜYÜYÜNCE DÜĞMEYE BASILDI
Sedat Peker'in evine olan silahlı saldırı, Peker muhalifi Cenk Çelik ve son olarak Emre Olur'un tutuklama kararının yurdışında atılacak adımlar ve yaşanacakların alt zemini olduğu iddia edilmeye başlandı ve akıllara da yakın geçmişte Interpol başkanının Birleşik Arap Emirliklerinden seçilmesi için Türkiye ciddi bir lobi çalışması yaparak mesai harcamış ve sonucunda da Interpol Başkanı Birleşik Arap Emirlikleri'nden seçilmişti.
FETÖ bağlantısı ile tanınan ancak sosyal medyada çok çarpıcı bilgiler paylaşarak ses getiren Cevheri Güven'in "PEKER ERDOĞAN SAVAŞINDA KANLI PERDE" adlı videosunda anlattıkları üzere, bu arada Sedat Peker'in artık dünya çapında da bir politik figür haline geldiği için, Türkiye ile yapılan tüm pazarlıklara rağmen Birleşik Arap Emirlikleri tarafından teslim edilemeyeceği konuşulurken, buna karşılık olarak Emre Olur'un teslim edilmesinde ise yine Peker odağı ile hareket edip, Türkiye'ye yeni alınmış iki adet tefonla yani "kanıtsız ve temiz" teslim ettiği detayı öne çıkıyor.
TESLİM EDİLMEZ AMA ARTIK BİR PAZARLIK KONUSU
Yani sonuç olarak Sedat Peker'in Erdoğan ve Dubai arasında bir pazarlık konusu olduğu, Birleşik Arap Emirlikleri elinde bir koz olduğu ve kesinlikle teslim edilemeyeceği ancak, konuşmasının da bir yere kadar engelleneceği iddiaları çoğaldı. Ama ne zamana kadar engellenecek? sorusu geldi.
Bir diğer konuşulan ve dikkat çeken konu ise Süleyman Soylu oldu. Emre Olur'un tutuklanması ve sorgulanmaya başlanmadan hemen önce "Recep Tayyip Erdoğan 2023 seçimlerini kazanırsa siyaseti bırakacağını söylemesi "bir söz" olarak değerlendirilip. bu durum Soylu'nun aslında Emre Olur'un tutklanması ile panik yaşadığı ve sorgulamada adının geçeceğinden korktuğu ve hakkında halihazırda açılmış olduğu iddia edilen dosya için Erdoğan'dan "zaman istemek" olduğu şeklindeki yorumlar oldu...
