Son zamanların gafları ile ünlü Bakanı Nureddin Nebati, kendisini ve ekonomi politikalrını sosyal medyada sıkça eleştiren Prof. Özgür Demirtaş için “Türkiye'nin ekonomi modelinin girdileri, çıktıları nedir düşünmedin mi? Türk bilim dünyasının düştüğü sefil durum. Hiç mi rahatsız olmadın 5 milyon takipçin ile dalga geçerken?" dedi.
Türkiye'nin Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin akıllara kazınan ama ekonomistler tarafından bile anlaşılamayan "Neo klasik ekonomi düşüncesinden epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve nöro ekonomi ile daha fazla önem kazanmaktadır." sözleri halen çözümlenmeye çalışılırken, AKP'li isimler tarafından bile espri konusu olmuştu.
Nebati'nin sözlerini çözümlemeye çalışanlardan ve espri konusu yapanlardan birisi de Özgür Demirtaş, olmuş ve sosyal medyadan "Allah Allah” dedikten sonra "İki gündür eti. Bakanpistemolojik olarak hayattan koptum, Star Wars izliyorum. Obi Wan gibi Jedi gelmez vallahi." demişti.
Yaptığı gaflar sonrası son dönemde "Neo klasik " anlatımı ile gündeme oturan Bakan Nebati ise, CNN Türk'te Hande Fırat'ın moderatörlüğünü yaptığı “Gece Görüşü” programına konuk olduğunda konuşmasının önemli bir bölümünü kendisini sosyal medyada sıkça eleştiren Prof. Özgür Demirtaş'a ayırarak şunları söyledi;
“Bilimsel bir toplantıydı. Akademik bilimsel bir toplantıda konuşacağınız format, doğaldır ki eğer sizin de bir akademik bir unvanınız varsa o dille olması lazım. Bunun başka türlüsü olamaz. Ben doktor unvanını kullanıyorum, bunun için çok çaba sarf ettim. Resmi olarak akademisyenim. Ben doçentlik unvanını kullanmıyorum. Bunu yadsıyamazsınız. Üniversitede üniversite hocası gibi, akademisyenle akademisyen gibi, gazeteciyle gazetecinin anlayacağı gibi, vatandaşla da herkesin anlayacağı gibi konuşurum. Burada beni üzen şu: Akademisyenlerin tvitleri. Bir defa bunlar, ‘Ben niye orada yokum?’ diye sorgulamaları gerekiyordu. Ama sorgulamıyorlar.”
Tvitleri okuyorum şimdi, ‘Hadi şunu bir de kağıttan okumadan söylesene.’ Bunu bir profesör söylüyor.
Koskoca profesör, 5 milyon takipçisi var, şunu demiş: ‘Allah Allah!’ Anlamamış. Bu hoca Türkiye'nin en önemli vakıf üniversitelerinden birinin hocası. Benim sözlerimden hiçbir şey anlamamış, ‘Allah Allah!’ diyor. ‘Ben epistemolojik bir kopuş yaşadım, şimdi filmleri izlemeye gidiyorum.’ diyor. Seviye bu.
Bir karşılaştırma açısından söylüyorum, bu hocalara sesleniyorum. Beni eleştiren hocaların kitap sayısı toplamı 79. Alıntılanma sayısı 38 bin 511. Makale sayısı 865. Takipçi sayısı 9 milyon. Bir tanesinin tek başına 4,5 milyon takipçisi var. Şimdi gelelim davet ettiğimiz hocalara. Toplam alıntılanma sayısı 396 bin. 21 hoca, benimle dalga geçen hocaların alıntılanma sayısı 38 bin. Makale sayısı 7 bin 805. Şimdi çok daha acı bir şey söyleyeyim, misafir hocalarımızın toplam takipçi sayısı 50 bin. 5-6 tanesinin sosyal medya hesabı var. Sadece bir tanesi çok yüksek 47 bin, bir tanesinin 25 takipçisi var, bir tanesinin 122 takipçisi var. Şimdi ne demeye çalışıyorum biliyor musunuz?
Bir grup epistemolojiyi duyduğu için ‘Allah Allah!’ diyor. Bir grup sosyal medyada görünmeyip binlerce kitap yazıyor, on binlerce makale yazıyor, dünyanın en ünlü hocaları. Bunların içerisinde de kendi isimleriyle kuramları geçen hocalar var. Şimdi Türk akademisini, Türk bilimini bu hale getirenlerin bundan utanmış olması lazım. Türkiye’deki bilim adamlarının yapması gereken, özellikle de ‘Ben hiçbir şey anlamadım, epistemolojiyi bırakıyorum, epistemolojik bir kopuş yaşayıp Star Wars’u izlemeye gidiyorum.’ diyene sesleniyorum. Hiç mi rahatsız olmadın böyle bir toplantıda katılımcı olmamaktan? Hiç mi rahatsız olmadın 5 milyon takipçin ile dalga geçerken? Bu insanlar üretiyor. Bir Türk bilim insanı olarak üretmekten vazgeçip takipçilerine hoş görünmek için, 3-5 kelimeyle oynayıp üzerine gitmekten hiç mi rahatsız olmadın? Türkiye’de bilim diye bir şey var. Hiç mi rahatsız olmadın? Türkiye ekonomi modeli diye bir modelle iddialı bir şekilde çıkan bir hükümet, bir ekonomi yönetimi var bu modeli girdileri, çıktıları nedir, teorik altyapısı nedir, bunlarla ilgili hiçbir düşünce sarf etmeyi düşünmedin mi?
Bununla ilgili aykırı bir makale yazmak aklına gelmedi mi? Bilim insanına yakıştıramıyorum. Türk bilim dünyasının düştüğü sefil durumu gösteriyor bu. Çok özür dilerim. Siz 20 tane kişinin yanında eğer iddialı bir şeyle çıkamıyorsanız... Heterodoks politikalar var, kabul et etme, Türkiye’de uygulanır uygulanmaz, farklı şeyler, eleştir... Ben diyorum ki Türkiye modelini önce teorik çerçeveye oturttum, modelimin girdileri, çıktıları net olarak gösteriliyor. Çerçevesi belli. Etkileşim içerisinde davranışı da katıyorum… Böyle bir hoca çıkıp epistemolojik kopuş yaşadım ve ben film izlemeye gidiyorum dediğinde bu gerçekten üzüldüğüm bir şey.
Binlerce insan beni eleştiriyor, dalga geçiyor, hiç rahatsız olmam. Sokaktaki vatandaşın epistemolojiyle ne işi olabilir. O alacağı domatesin, peynirin miktarına bakar. Onun bunlarla zaten işi yok. Ama bir bilim insanı bilim insanı gibi davranacak."