Bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülen ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun yer aldığı ve tartışma yaratan 29. madde de kabul edildi.
Madde üzerinde konuşan Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi İhsan Baştürk, “Yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. ‘Kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılması’ unsurunun belirlenmesi de ayrı bir güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır” derken, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ise salonu terk etti.
Basın ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren düzenlemenin görüşmeleri, TBMM Adalet Komisyonu’nda sürerken bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülen ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun yer aldığı 29. madde kabul edildi.
AKP ve MHP’nin 26 Mayıs’ta TBMM Başkanlığı’na sunduğu, teklifin müzakereleri geçen perşembe başlamış ve ilk madde kabul edilmiş, dün de ikinci madde üzerinden devam edilerek 14 madde daha AKP ve MHP oylarıyla geçilmişti.
Teklifin görüşmeleri bugün, TBMM Plan Bütçe Salonu’nda 16. maddeden devam etti.
Yurt dışında Türkçe yayın yapan gazeteler ile internet haber sitelerinde Basın İlan Kurumu aracılığıyla ilan ve reklam yayınlatılması, bu yayınlara destek verilmesine dair usul ve esasların Basın İlan Kurumu Genel Kurulu tarafından belirlenmesi ve Basın İlan Kurumu’nun gerektiğinde yurt dışında temsilcilik açabilmesini amaçlayan iki önerge sunul muhalefetin itirazları üzerine geri çekildi ancak önergelerin TBMM Genel Kurulu’nda yeniden verilmesi kararlaştırıldı.
‘Dezenformasyonla mücadele' iddiasıyla hazırlanan teklifin en çok tartışılan “halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla kamu barışını bozma” gibi gerekçelerle ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ şeklinde yeni bir suç tanımlaması yapılan 29. madde üzerindeki görüşmeler başlayınca komisyon üyesi dışındaki milletvekilleri de komisyona katıldı ve muhalefet milletvekilleri, maddenin teklif metninden çıkarılması için konuştu.
Milletvekillerini konuşmasının ardından Yargıtay 8. Ceza Dairesi üyesi İhsan Baştürk şunları söyleyerek dikkat çekti;
"Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda; Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesidir. ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu barışını bozma’ kavramı... Bunların içeriğinin belirlenmesinin yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir. ‘Ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı’ ile ilgili bilginin ne olduğunun belirlenmesi oldukça güçlük arz edecektir. Akabinde bu bilginin ne olduğu belirlense bile ‘kamu barışını bozmaya elverişli şekilde yayılması’ unsurunun belirlenmesi de ayrı bir güçlük olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan teklif metninde yer alan ‘alenen yayma’ ifadesinin ne olduğunun belirlenmesi, uygulamada güçlük doğurabilecek nitelikte gözüküyor."