Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanlığı'nda bazı müdürlüklerde bulunan isimleri görevden alıp, yerine yeni isimler atarken Resmi Gazete'de yer alan isimlerden birisi tüm dikkatleri üzerine çekti.
Gazetede yer alan kararname ile Jandarma Genel Komutanlığı'na bağlı 11 general emekli edildi, 32 general ve albay terfi aldı 69 general ve albayın görev yeri değiştirildi ve kararnamede Aydın, Artvin, Batman, Düzce, Tunceli, Edirne ve Kahramanmaraş olmak üzere 7 ilin jandarma komutanları merkeze çekildi.
Tüm bunların arasında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kararı ile Dışişleri Bakanlığı Dış Politika Danışma Kurulu Üyeliği'ne Merve Kavakçı getirildi.
PEKİ MERVE KAVAKÇI KİMDİR VE NELER YAPMIŞ NELERLE MEŞHUR OLUP AKILLARA KAZINMIŞTIR?
Tam adı Merve Safa Kavakcı olan AKP iktidarında en çok parlayan şanslı isim 19 Ağustos 1968, Ankara doğumlu.
Fazilet Partisi'nden 18 Nisan 1999 seçimlerinde İstanbul milletvekili olarak seçilen ve ilk olarak 2 Mayıs 1999'da TBMM'de ant içme törenine yasak olduğu hâlde başörtülü olarak meclise gelip, sonrasında kanunlar gereği meclisten çıkartılarak "mağduriyet" kazanarak ilk akıllara kazınma olayını yaşadı ve yaşattırdı.
Bu arada ayrıca Bakanlar kurulu kararıyla ABD vatandaşı olduğunu bildirmediği için vatandaşlıktan çıkartılan sansasyonel isim 1999 yılında ABD'ye yerleşmiş ve Washington’da George Washington Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştı.
Yaşanan sürece dair tarihe geçen politik süreç ise 3 Temmuz 2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Bakanlar Kurulu kararına göre, Kavakcı'nın Türk vatandaşlığının kaybettirilmesine dair 13 Mayıs 1999 tarihli Bakanlar Kurulu kararı, İçişleri Bakanlığının 12 Mayıs 2017 tarihli yazısı üzerine, 26 Mayıs'ta Bakanlar Kurulunca yürürlükten kaldırılması oldu.
AİLE ÖNEMLİ ŞEY - HEM DE ÇOK
Merve Kavakçı'nın ABD'de akademisyenlik yapacak, Türkiye siyasetinde bu kadar etkili olacak ve desteklenecek bu gücü ve çevreyi nereden ve nasıl buluduğunu merak eden yada bilmeyen kaldıysa "burası çok önemli" diyerek başlayalım;
Gürcü asıllı İslam hukuku profesörü Yusuf Ziya Kavakcı ile Alman dili ve edebiyatı uzmanı Gülseren Gülhan Kavakcı'nın kızıdır Merve Kavakçı. Bu anne ve babaya sahip olmanın ayrıcalığı ise şöyle;
Babası, 1970'li yıllarda Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanıydı ve anne ve babası 1974 yılından sonra üniversitelerde ilk Başörtüsü eylemi yapanlar arasındaydı. Atatürk Üniversitesi'ndeki görevinden istifa eden annesinden sonra babası da yetkisini keyfi kullandığı gerekçesiyle görevinden alındı.
İşte Merve Kavakçı'nın gücüne ve şansına neden olan süreçte böylece başladı. Çünkü anne ve babanın bu olayları ardından ABD'ye yerleşen ya da "yerleştirildiği" söylenen baba, şu anda halen Islamic Association of North Texas'da görev yapmaktadır ki FETÖ bağlantısı ile kurulan bu yapıyı ayrıca araştırmanızı öneririz. Dünya kamuoyunda Dünya'daki İslami örgütlenmenin merkezi olarak anılmaktadır.
TED Ankara Koleji mezunu ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde iki yıl eğitim aldıktan sonra ABD'ye giderek Texas Üniversitesi'nde Bilgisayar Mühendisliği eğitimi alan Merve Kavakçı işte böyle bir gücün ortasında büyüdü.
DETAYLI ŞEKİLDE MERVE KAVAKÇI VE AİLESİ
Bunu en güzel, en detaylı ve en akıcı şekilde usta gazetecilerden Celal Eren Çelik sosyal medya hesabından şu şekilde anlatmıştı;
1 -THE FAMİLY:"KAVAKÇI HANEDANI" 1-Evet sevgili okurlarımız malumunuz Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO zirvesinde en kritik görüşmelere yanında tercüman olarak Merve Kavakçı’nın Ürdün asıllı Ali Ahmad Abushanab ile evliliğinden olan kızı Fatıma Gülhan Abushanab ile girdi.
2-Merve Kavakçı'nın kızı Fatıma Hanım'ın bu konudaki yeterliliği ve diplomasi donanımını geçtik kendisinin bir ABD vatandaşı olarak bu toplantılara daha önce tıpkı Erdoğan-Biden görüşmesine girdiği zaman olduğu şekilde tepki doğurdu.
3-Peki nasıl oluyor da sadece Fatıma Hanım değil bu Kavakçı Ailesi'nin her bir bireyi önemli noktalarda oluyor,nedir bu ailenin sırrı?
4-O zaman peşrevi fazla uzatmadan yazımıza geçelim... Sizler hazırsanız biz de hazırız,işte başlıyoruz.Çayı,kahveyi kapan gelsin...
5-Tarih yapraklarını 1974’e sarıyoruz…
6-1974 yılında Türkiye’de üniversitelerde ilk türban eylemleri kendisini göstermeye başlamıştı.Eylemlerin en yoğun olarak yaşandığı üniversitelerden bir tanesi ise Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ydi.
7-Bu üniversitede eylemlerin bu denli yoğun olarak yaşanmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi ise Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi dekanı Prof.Dr.Yusuf Ziya Kavakçı ve +++
8-+++aynı üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmakta olan eşi Gülseren Kavakçı’nın protestoları en öne safta destekliyor oluşuydu…
9-Kızları Merve Kavakçı ile birlikte Erzurum’da yaşayan Gülseren Kavakçı-Yusuf Ziya Kavakçı çifti protestolarda o kadar öne çıkmıştılar ki bir süre sonra Gülseren Kavakçı üniversitedeki görevinden atıldı.
10-Tarih yaprakları 1982’yi gösterdiğinde ise Prof.Dr.Yusuf Ziya Kavakçı çok "ilginç"(!) biçimde “Yetkilerini keyfi kullanmak” gerekçesi ile üniversitedeki görevine son verildi.
11-1982’de görevine son verilen Prof.Dr.Ziya Kavakçı soluğu Amerika Birleşik Devletleri’nde alacaktı.
12-TEXAS’a giden Prof.Dr.Ziya Kavakçı burada enteresan ilişkiler kurmaya başlamıştı. O dönem “Cemaat” olarak isimlendirilen FETÖ’nün ABD’de en etkin olduğu eyaletlerden bir tanesi olan TEXAS’ta +++
13-+++yine Gülen Hareketi’nin TEXAS’taki en etkin “STK”sı konumundaki Cosmos Vakfı ile çok yakın ilişkileri olan Islamic Association of North Texas’ta üst düzey yönetici olarak görev yapmaktaydı etkin bir ilişkiler ağı kurmuştu.
14-Burada şöyle 2 dakika duralım... ABD'de kurulu olan veDünya'nın en büyük 10 hukuk bürosundan bir tanesi olan bir hukuk bürosu var,adı: K&L Gates... Bu hukuk bürosunun sahibi Bill Gates'in babası William H.Gates...
15-Geçtiğimiz yıllarda bu K&L Gates hukuk bürosu önemli bir transfere imza attı ve Lee Stapleton'u bünyesine kattı... Bu değerli avukat Baker&Mc Kenzie Hukuk ofisinden transfer edildi.
16-Transfer olmasını sağlayan ve kendisini "parlatan" olay ise Rıza Zarrab'ı itirafçı olmaya ikna eden avukat olarak tanınması...
17-Baba "Gates"in küresel hukuk firması Zarrab'ı itirafçı olmaya ikna eden avukatı "Transfer" edip sistem içerisinde "ödül" verirken aynı tarihlerde Dünya'nın en zengin insanlarından olan Microsoft'un kurucusu oğul Bill Gates'de ilginç bir bağış yapıyordu...
18-Bill Gates, hani Merve Kavakçı'nın babası Yusuf Ziya Kavakçı'nın yakın ilişkide olduğu Gülen'e bağlı Cosmos Vakfı vardı ya... İşte bu vakfa Bill-Melinda Gates Fonduation üzerinden tamı tamına 10 milyon 550 bin dolarlık bağış yapıyordu...
19-Devam edelim efendim bu "dip notu" ekledikten sonra...
20-Öte yandan işte bu COSMOS VAKFI ile yakın ilişkileri olan Islamic Association of North Texas’ın Dallas’ta gerçekleştireceği en önemli proje olan “İSLAM KÖYÜ” projesinin başına da “İmam” sıfatı da eklenerek Yusuf Ziya Kavakçı getirilmişti.
21-1982’de ABD’de TEXAS’a yerleşen baba Yusuf Ziya Kavakçı’nın yanına Ankara Tıp Fakültesi’ni kazanmasına rağmen 2 yıl sonunda “başörtüsü” sebebi ile okulu bırakan kızı Merve Kavakçı gelecektir.
22-Merve Kavakçı ABD’de kısa süre sonra ABD vatandaşı olan Ürdün asıllı Ali Ahmad Abushanab ile hayatını birleştirerek ABD vatandaşı oldu...İşte bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile üst düzey görüşmelere katılan Fatıma Hanım,Merve Kavakçı'nın bu evlilikten olan çocuğu...
23-Tabii ABD vatandaşlığı şu an Sn.Kavakçı Türkiye’nin büyükelçisi olarak görev yaptığı için ayrıca önem arz etmekte… Zira ABD vatandaşı olurken edilen bir yemin var… Efendim ABD vatandaşı olurken aynen şu cümleler ile yemin ediyorsunuz:
24--"Burada, önünüzde, şimdiye kadar tabiiyetinde bulunduğum her türlü devlet tabiiyeti ve egemenliğini reddettiğime; bundan böyle ABD Anayasası'nı ve yasalarını iç ve dış düşmanlara karşı savunacağıma; +++
25-+++ABD'ye bağlılık ve sadakat göstereceğime; kanunun gerektirdiği hallerde ABD ordusuna hizmet vereceğime; kanunun gerektirdiği durumda sivil yönetim altında ulusal önemi olan işlerde çalışacağıma ve +++
26-+++bu yükümlülükleri özgür bir şekilde, akıl sağlığım yerinde ve samimi olarak üstleneceğime yemin ederim. tanrı yardımcım olsun”
27-Evet Merve Kavakçı bu yemini ederek ABD vatandaşı da oluyor ve kısa süre sonra ilk eşi olan Ürdün asıllı Ali Ahmad Abushanab ile de ayrılıyordu…
28-Merve Kavakçı'nın Ürdünlü eşi Ali Ahmad Abushanab ile ayrılması esnasında kendisinin avukatlığını yapan Dallas merkezli "Fell and Salaam" hukuk ofisi ayrılığın sebepleri hakkında ilginç bir açıklama yapacaktı...
İLK EVLİLİĞİ BAŞLARKEN DE BİTERKEN DE DİKKAT ÇEKTİ
Üniversite birinci sınıftayken Ürdün asıllı ABD vatandaşı Ali Ahmad Abushanab ile "siyasi bir birleşme" yorumları ile evlenen Kavakçı ABD vatandaşlığını evliliği dolayısıyla kazandığını belirttmesi ancak vatandaşlığı bu şekilde kazandığının doğru olmadığı iddia edilmesi ise ayrıca dikkat çekmişti.
Bu evliliğinden Fatma Gülham ve Meryem Ali isminde iki kızı olan Kavakçı eşinden 17 Haziran 1993'te ayrılırken ayrılma gerekçesi olarak ise eşinin Türk düşmanlığı yaptığını iddia etti.
Eşinden ayrıldıktan hemen sonra Türkiye'ye dönüp siyasi hayatına başlayan isim 29 Ekim 1999'da Sivaslı iş adamı Bekir Lütfü Yıldırım ile evlendi ancak 2005 yılında şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrıldı.
Temmuz 2010'da ise Adalet Partisi milletvekillerinden Nadir Latif İslam'ın oğlu doktor Cihangir İslam ile üçüncü evliliğini yaptı.
Bu arada Merve Kavakcı'nın Harvard Üniversitesi'nden kamu yönetimi yüksek lisansı ve Howard Üniversitesi'nden siyasal bilim doktorası da bu şanslı hayatında edindiklerinden.
BU GÜCÜN ORTASINDA BURSA NEDEN İHTİYAÇ DUYDUĞU ANLAŞILAMADI! "2 MİLYON LİRA BURS" NE DEMEK?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne 28 Mayıs 2001 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temel insan haklarını güvence altına alan 34. maddesi gereği Türkiye aleyhine dava açması ile de hatırlanan Merve Kavakçı, en son AKP döneminde İBB’den 2 milyon 161 bin lira burs alarak ABD’ye eğitim için kardeşi Ravza Kavakçı Kan ile gündem olmuştu.
Eşini "Türk dişmanlığı yaptığı için terk ettiğini" söyleyen Merve Kavakçı ve kardeşinin ABD'de yazdıkları tezlerinde Atatürk’e hakaret ettikleri de ortaya çıkmıştı.
Böyle şanslı bir aileden gelen Kavakçı kardeşlerin neden devletten burs aldıkları anlaşılamazken göze battığı bir dönemde Dışişleri Bakanlığının yaz dönemi kararnamesiyle Kuala Lumpur Büyükelçiliğine atanması da anlaşılamamıştı.
