Döviz kurunda yaşanan artışla birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ve 20 Aralık’tan itibaren uygulanmaya başlanan ‘Kur korumalı TL mevduat’ tepki çekmeye devam ederken Hazine Ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'den de "yeni dönemde dar gelirli hariç kazanılıyor" itirafı gelmişti.
İşte yeni sistemde dikkat çeken son ayrıntılar;
Aralık 2021 ayında dövize olan talebi azaltmak ve döviz kurundaki hızlı yükselişi geri çevirmek amacıyla denilerek yeni uygulamalar devreye alınmıştı.
Aslında bir anlamda faiz dövize endekslenerek Türkiye’de yerleşik gerçek kişilere yönelik “Kur Korumalı Vadeli TL Mevduat ve Katılma Hesapları” devreye alınmış, yani vadeye kadar beklenmesi halinde kur garantisi (desteği) verilmişti.
Kur korumalı TL vadeli mevduat hesabı kapsamında bir kişinin bir bankadaki TL mevduat getirisinin, aynı süredeki dolar getirisinden daha az olursa aradaki farkın hesaplanarak devlet tarafından o kişiye aktarılmasını öngörülmüştü ki buradaki "devlet tarafından" kısmı tam olarak "zam ve vergiler" yani halkın cebi oluyordu.
Bu sistemin, vatandaşın ödedikleri vergilerin bu şekilde özel şahıs çıkarları için kullanılması da "yoksuldan alıp zengine vermek" olduğu ise anlatılmaya çalışılıyordu ki Hazine Ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati “Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik. Bu sistemden dar gelirliler hariç üretici firmalar, ihracatçılar kâr ediyorlar” diyerek durumu bizzat itiraf etmiş ve açıklamıştı.
Yani "Enflasyonla birlikte büyümeyi tercih ettik." denildiği üzere “Kur korumalı TL vadeli mevduat” adlı finansal ürünle birkaç yüz bin kişi için on milyonlarca yurttaşın, emekçinin ödediği vergiler kanalize edildi.
Hazine tarafından ihraç edilen tahvillerin miktarı 348 Milyar TL olsa da, bankalar açısından bu tahvillerin bugünkü değeri 1,1 Trilyon TL’ye ulaşmış durumda.
Tarihi bir şekilde, bankaların karlılıklarını bir yılda sekiz katına çıkaran da bu tahvillerden enflasyonun patlaması ile elde ettikleri, ancak çoğunu henüz tahsil etmedikleri devasa birikmiş faizler olduğu da biliniyor.
Durum rakamlarla şu: Hazinenin borç stoğunda sadece 348 Milyar görünen bu tahvillerin birikmiş enflasyon farkı 750 Milyar TL. Yani bankalar vatandaştan aldığı 350 milyar TL'yi yüzde 60 faizle 750 milyar TL 'ye devlete satıyor.
Örnek verilecek olunursa "Kur Korumalı" hesaptan 10 milyar TL borç veren banka karşılığında 49.46 milyar TL alıyor. Vatandaş Kur korumalı ile yüzde 16 alıyor. Eskiden bankalar yüzde 2 kendi karlarını koyuyorlardı yüzde 3'e geliyordu. Kur Korumalı Mevduat ile fark 50 puanı aşıyor çünkü söz konusu rakamlar enflasyona endeksli. Bankalara enflasyon farkı verilirken vatandaşa da kur korumalı farkı veriliyor.
Yani aslında belli bankalar trilyonlar kazanıyor.
Merak eden varsa eğer; enflasyona endeksli Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Faiz Oranları şöyle;