AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanghay İşbirliği Zirvesi'ne ilişkin olarak, "Üye olmak-olmamak hepsi ayrı ama bizim bu ülkelerle olan münasebetlerimiz, bu atılan adımla çok daha farklı bir konuma taşınmış olacaktır" dedi ve "Hedefimiz Şanghay İşbirliği Örgütü'ne tam üyelik" ifadesini kullandı.
Bu son gelişmenin ardından ise Avrupa Birliği ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol'un "Erdoğan'ın bu konudaki mesajı ŞİÖ'nün AB'ye alternatif olarak görülmesini değil, Erdoğan'ın Batı dünyasına bir alternatif arayışını ifade ediyor, NATO'yu tartışma haline getiriyor" diyerek Erdoğan'ın bugün NATO Parlamenterler Meclisi toplantısında ittifak üyelerine sert mesajlar verdiğini hatırlatıp "Türkiye'nin Batı'yla entegrasyonu bırakıp ŞİÖ üyeliği yoluna girmesi çok çok zor. Türkiye'nin ekonomisi Batı'yla entegre. Bunu koparıp da yerine kısa vadede, hele böyle bir konjonktürde bir alternatif bulması olası gözükmüyor" uyarısında bulunduğu sözleri akıllara geldi.
Zira Baydarol, NATO ile Rusya arasında gerginlik tırmanırken böyle mesajlar vermenin Türkiye için riskler taşıdığının altını çizerek "Rusya ve NATO Ukrayna'da silahlarını birbirine çeviriyor. Türkiye eğer Rusya'nın kampına girerse Batı da silahlarını Türkiye'ye çevirir." demişti.
Peki Erdoğan’ın daha önce “üye olabiliriz” dediği Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) nedir? Nasıl bir örgüt? Hangi amaçlarla kuruldu? Neler Oldu? Neler yaptı? AB'den farkı nedir? AB'nin alternatifi olabilir mi? Hangi Ülkeler Üye? Neden kuruldu? Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olmanın riski ne?
Şanghay İşbirliği Örgütü nedir?
ŞİÖ, bölgesel bir işbirliği örgütü olup ana işbirliği konusu güvenlik olarak 1996'da Çin, Rusya, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan tarafından Şanghay Beşlisi adıyla kuruldu.
2001'de Özbekistan'ın da katılmasının ardından adını Şanghay İşbirliği Örgütü olarak değiştiren örgüte Hindistan ve Pakistan da 2005 yılında gözlemci olarak katıldı ve 2017 yılında tam üyeliğe geçti ve örgütün üye sayısı sekize çıktı.
Bu arada dikkat çeken bir nokta ise örgüte üyelik anlaşmasını15 Eylül 2022'de imzalayan İran'ın da Nisan 2023'te tam üye olmasının beklenmesi.
Örgütün sekretaryası Çin'in başkenti Pekin'de, "Bölgesel Terörle Mücadele Kuruluşu" ise Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te bulunuyor.
Örgütte gözlemciler sıfatlarını taşıyan İran, Moğolistan, Afganistan ve Belarus, diyalog partnerleri ise Sri Lanka, Türkiye, Kamboçya, Azerbaycan, Ermenistan, Nepal, Mısır ve Katar.
Bu yıl yapılan zirve öncesinde ise Çin basınında çıkan haberlerde Türkiye’nin diyalog partneri statüsünden gözlemci statüsüne yükseltilebileceği yer almıştı.
ŞİÖ üyesi sekiz ülke, dünya nüfusunun yüzde 40’ından fazlasını oluştururken bu sayıya gözlemciler ve diyalog ortakları da eklendiğinde dünya nüfusunun neredeyse yarısı temsil ediliyor.
Şanghay İşbirliği Örgütü Neden Kuruldu?
Örgütün kuruluşunda Çin ve Rusya'nın Asya'da güvenlik üzerine işbirliği yapma amacı bulunuyordu ve örgütün güvenlik konusundaki endişelerinden birisi de Orta Asya'daki İslamcı örgütler ve uyuşturucu ticaretiydi ki sonradan gelen İran ve Afganistan'ın üyeliği ilgi çekici oldu.
ŞİÖ üyeleri, bu güvenlik sorununa karşı birbirileriyle istihbarat paylaşımında bulunuyor, ortak askeri tatbikat düzenliyor ve "suçluları" birbirlerine iade ediyorlar.
Örgüt, Rusya ve Çin'in Orta Asya'ya yönelik politikalarını koordine etmenin bir aracı olma özelliği taşısa da bu bir bir askeri ittifak değil.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün eski direktörü Bates Gill'e göre örgütün kuruluşunda Rusya ve Çin'in ABD'nin Asya'daki olası müdahalelerine karşı ortak hareket etme isteği bulunuyor ve bu konuda Gill, Brookings Enstitüsü için yazdığı makalede, örgüte üye ülkelerin imzaladığı anlaşmalarda yer alan "Diğer ülkelerin iç işlerine 'insani müdahale' veya 'insan haklarını koruma' gerekçesiyle yapılacak müdahalelere karşı çıkmak ile ülkelerin güvenlik meselelerinde birbirlerine yardım etmesi" ifadelerini buna kanıt olarak göstermişti.
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Sacha Koulaeva'nın örgüt ile ilgili "Ülkelerin gizli servisleri diğer ülkere engellenmeden girip, hatta girdikleri ülkenin güvenlik güçlerinden yardım alarak 'suçlu' ilan ettikleri kişileri alıp geri götürebiliyorlar" sözleri ise Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilgili dikkat çeken bir yorum olmuştu.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ)'nün AB’den Farkı Ne?
Avrupa Birliği hiyerarşik olarak üye ülkelerin üzerinde yer alan bir hükümetler üstü yapıyken ŞİÖ, işbirliği için kurulmuş hükümetler arası bir yapı olarak tanımlanıyor.
AB'nin ekonomi, politika, güvenlik ve insan hakları konusunda bağlayıcı bir müktesebatı, üye ülkelerden parlamenterlerin temsil ediği ve yasama gücü bulunan bir meclisi, mahkemesi, marşı ve tüm üye ülkelerin bayraklarının yanında kullandığı bir bayrağı bulunurken bu detaylar ŞİÖ'de mevcut değil.
AB'nin üye ülkeleri arasında insan, sermaye ve ürünlerin serbest dolaşımı bulunurken ŞİÖ'de bu bağlamlar bulunmuyor.
AB'ye daha çok benzeyen Asya örgütü ise Avrasya Ekonomik Birliği (AEB).
Zira Rusya, Kazakistan, Ermenistan, Belarus ve Kırgızistan'ın üye olduğu AEB'de insan, sermaye ve ürünlerin serbest dolaşımı bulunuyor.
2013 yılında "Türkiye hem NATO üyesi, hem de ABD'nin en yakın müttefiklerinden. ŞİÖ üyelerinin bu şartlarda Türkiye'yi tam üyeliğe kabul etmesi mümkün değil" diyen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in danışmanı Sergey Markov, bu yüzden Türkiye'nin ŞİÖ'ye değil AEB'ye üye olabileceğini söyleyerek hem örgüte hem de konuya dikkat çekmişti.
Türkiye 2011 yılındaki başvurusunun ardından 2013'te ŞİÖ'nün diyalog ortağı konumuna gelmişti ve AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tarihten sonra hem başbakanlığı hem de cumhurbaşkanlığı döneminde pek çok defa Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olarak kabul edilmesi karşılığında AB'ye tam üyelik başvurusunu geri çekebileceğini açıklamıştı.
Erdoğan'ın, 2016’daki konuşmasında "Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. 'Benim için varsa, yoksa Avrupa Birliği' dememeli. Mesela, 'Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?' diyorum. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye'nin Şanghay Beşlisi içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.” sözleri "AB'ye tam üyelik" taahhütü ile iktidara gelen APK ve Erdoğan için tarihe düşülen bir not olmuştu.