En son 4-6 Yaş Kuran kurslarını “okulöncesi eğitim” olarak nitelendirmesi ve yağ kuyrukları nedeniyle vatandaşları suçlaması ile akıllarda kalan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Burhan İşliyen bu defa ise ekran karşısında kadınları hedef alan açıklamaları ile dikkat çekti.
İşliyen “Burhan İşliyen ile Hacı Bayram Kürsüsü’nden” adıyla yayınlandığı Diyanet TV’deki programında, "hangi rejimde yaşıyoruz?", "Türkiye'de neler oluyor, neler değişiyor?" soruları sorduran bir konuşma yaptı.
Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberi ile ortaya çıkan konuşmada düğünlerden bahseden İşliyen'in “Salona bir giriyorum, hanım kardeşlerimiz bana kızmasınlar, sanki giyecek elbise yok, perişan. Niye böylesiniz? Allah, camiye girerken örtün, düğün salonuna girerken açıl diye bir emir mi verdi?” sözleri örtüsüz kadınları hedefe koyduğu için ve bu hareketin devletin yetkili bir ağızından çıkıp resmi bir kanalda yayınlandığı için tedirginlik yarattı.
Bu arada erkeklere de çağrı yapan İşliyen, “Babalar, abiler, kocalar; bu konuda eşlerimize, kızlarımıza telkinde bulunmamız, nasihat etmemiz, yönlendirmemiz gerekmiyor mu? Bir Müslümanca duruş gerekli. Bütün örtüleri açmış, sınırları ihlal etmiş, haramları işlemeye başlamış. Bir Müslüman bunu yapamaz. Hayat tarzımız kitaba uygun olmalı. Düğünlerimiz, eğlencelerimiz kitaba uygun olmalı” ifadeleri ile yetkili mevkisi ile ekranlardan ciddi bir çağrı yapmış ve birçok kadını ve bir yaşam tarzını hedefe koymuş oldu.
Bu arada kadınların giysilerinin Diyanet TV’de hedef alınmasının ilk olmadığı, Halil Konakçı'nın da aynı ekrandan, "Bak sokaklar ne hale geldi! Kasap dükkanı gibi. Et görmekten içimiz dışımıza çıkıyor artık. 100 yıl önce dedelerimizin yatak odasında görmediği kıyafetleri biz çarşıda pazarda plajda görüyoruz. Bu kadınların başında yok mu adamları abileri babaları kocaları? Tamam ateistsin, imanın zayıf… Ya hiç kıskanmıyorsun lan?" demesi ve Diyanet TV’de bir programa katılan Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi İdris Bozkurt'un da “Kadın, nikah düşen yabancılara karşı el, yüz ve ayak dışındaki yerlerini kapatmalı" diyerek "Pantolonların daracık olduğu ve kadınların pantolon ile toplum içine çıkmasının tasvip edilmeyeceğini” savunması akıllara geldi.
Yani peş peşe gelen ve uyarılması gerekirken artan, kadınlara ve bir hayat tarzına karşı resmi kanallardan, resmi kurumlar tarafından gerçekleşen tepki çağrıları ve hedefe koyma açıklamaları ciddi bir tedirginlik yaratmış durumda.
