Maltepe'deki ormanlık alanın Mesire yeri diye kiralanması ile ilgili yazdığı ile yeni bir katliamı duyuran Murat Ağırel, bu defa çok daha fazlasını yazdı.
"Türkiye'nin bütün orman varlığı satılık ve kesilecek"
Sosyal medyadan kendisine bir ihale evrakı gönderilerek soru sorulduğunu ve Marmaris Hisarönü'nde Orman genel Müdürlüğünün düzenlemiş olduğu 35 bin 940 adet İbreli dikili ağaç satışı ihalesini araştırırken ulaştığı skandal bilgleri, yaşanılan ve yaşanılacak kabusu şöyle anlatıyor;
İyi niyetli düşünenler için ise Ağırel "Vatandaşın sorduğu ise bu kesilecek ağaçlar yanan yerlere ait olan mı yoksa yanmamış ağaçlar mı?" dedikten sonra "Bu soru ile Orman Genel Müdürlüğünün sayfasına girdim ve ihalelerin yayımlandığı sayfayı buldum. Çok şaşırdım. Orman genel Müdürlüğü şeffaf şekilde tüm ihaleleri sonuçlarını paylaşmış." ifadeleri ile yaşanılan skandalı şöyle açıklıyor;
"Aslında şok oldum.
1257 tane ihale var. Sekizinci ve dokuzuncu aylarda yapılan ve onuncu ayda yapılacak olan ihaleler…
İnanır mısınız bilmiyorum ama tek tek inceledim hepsini.
Amasya Çorum, Antalya Serik, Balıkesir İvrindi, Sındırgı, Dursunbey, Kalkım, Bolu Mengen, Tunceli Hozat, Sakarya Akyazı, Zara, Sivas…
Türkiye'nin bütün orman varlığı satılık ve kesilecek.
Aklım almadı. İhaleleri hatta fotoğrafları gördükten sonra inanamadım sorgulamaya devam ettim.
Bir türlü mantığıma sığmıyordu yüz binlerce ağacın kesilecek olmasını.
Bakın tekrar ediyorum bunlar bildiğiniz boylu sağlıklı canlı orman ağacı…
Değerli dostlar sadece 3 aylık verilerin sonucu kesilmiş ve kesilecek ağaç miktarı ne kadar biliyor musunuz?
15 milyon 660 bin ağaç.
Bu satışlar karşılığında elde edilen gelir 2.7 milyar TL.
İnanmama inadımı sürdürdüm çünkü bu bildiğiniz vatana ihanet.
Araştırdım.
Orman Bakanlığı faaliyet raporuna göre ülkemizin orman varlığı 23 milyon 110 bin Hektar ile ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 29,6'sını kaplıyor.
Ormancılar Derneğinin "Türkiye Ormancılığı 2022-Türkiye'de Ormansızlaşma ve Orman Bozulması" adlı kitabını okudum ve kitabın editörü Prof. Dr. Erdoğan Atmış Hoca ile de konuştum, sordum.
1973 yılında Orman Yasası'nda yapılan değişiklikle de kamuoyunda "2B" olarak bilinen orman alanlarının orman sınırları dışarısına çıkarılması işlemine başlanmıştı. Son verilere göre bugüne kadar 626 bin hektar orman alanı orman sınırları dışarısına çıkarılmış. Bu alan bugünkü ülke toplam orman alanının yaklaşık yüzde 2,7'sine karşılık geliyor. 2012 yılında yapılan bir yasal düzenleme ile de orman sınırları dışarısına çıkarılan bu alanların işgalcilerine satışı olanaklı hale gelmiş.
Yani satışlar için hukuki zemini zaten çoktan hazırlamışlar.
1946 yılından günümüze kadar yaklaşık 2.500.000 hektar ağaçlandırma yapılmış olmasına rağmen ağaçlandırma yoluyla oluşmuş orman alanı yalnızca 717.000 hektar. Bu miktar, toplam orman alanının yalnızca yüzde 3,2'sine karşılık geliyor.
Uzatmayayım olayın vahametinin büyüklüğünü anlatmak için tek tek aktarayım.
Orman alanlarının ormancılık dışı uygulamalara tahsisi konusu son yıllarda büyük bir hız kazanmıştır. Yalnızca 2004-2020 yılları arasında yapılan tahsis miktarı 494.000 hektar.
Bu durum tüm zamanlarda yapılan tahsislerin yüzde 66'sına karşılık geliyor.
Yapılan tahsislerin sektörlere göre dağılımına bakıldığında ise enerji ve madencilik sektörlerinin öne çıktığı görülüyor.
Yani tam bir yağma düzeni. Maden varsa ormanı katlediyorlar.
İktidar partisi temsilcileri ve ormancılık bürokratları orman alanı artışının yapılan ağaçlandırmalar sayesinde olduğu gibi bir algı yaratmaya çalışıyor. Oysa aynı partinin iktidarda olduğu 19 yıl boyunca (2003- 2021 yılları arası) yapılan toplam ağaçlandırma miktarı 609 bin hektar ve yıllık ortalama ağaçlandırma miktarı 32.000 hektar.
Önceki 19 yılda (1984-2002) yapılan toplam ağaçlandırma miktarı 1 milyon 115 bin hektar ve yıllık ortalama ağaçlandırma miktarı ise 59 bin hektar olarak kayıtlara geçmiş.
Daha kötüsü var;
Ormanlarımızın toplamda yüzde 2,9'u AKP döneminde politik kararlarla fiili veya hukuki olarak orman olma niteliğini kaybetmiş durumda.
Kısacası ormanlarımızın kendi döneminde yapılan ağaçlandırmalarla arttığını iddia eden mevcut iktidarın, ormanlarımıza kazandırdığının hemen hemen 5 katını kaybettirdiği rahatlıkla söylenebilir.
Üstelik yangınlarla yanan alanlar, kendiliğinden tekrar orman ekosistemlerine dönüşebilirken, halk arasında "Dumansız Yangın" olarak adlandırılan bu tür tahsislerle yok edilen orman alanlarının tekrar orman alanlarına dönüşmesi neredeyse imkansız.
Sonuçta sadece benim ulaşabildiğim rakama göre 15 milyon 660 bin ağaç kısa süre içerisinde kesilecek.
Üstelik bu iş 145 milyon dolar için yapılıyor.
Benim için insan kesmekle ağaç kesmek arasında bir fark yok. Bunun endüstriyel yolları var. Üretilen orman alanları var.
Böylesine kaotik kâr hırsı ve yok edilen orman alanlarına kimse ses çıkarmazsa Türkiye'nin dört bir yanı artık çölleşmeye mahkum olacak.
Anadolu'nun dağlarında sarp arazilerde kimsenin haberi yokken dağların tepesindeki, vadilerin arasındaki milyonlarca ağacı böylesine para hırsıyla kesmek vatana ihanetten başka bir şey değildir.
Bu ülkenin altını üstünü satmaktan, yok etmekten bıkmadınız.
Peşinizi bırakmayacağım.