YHT İhalesini ve Siemens dosyasını sonuna kadar araştıran ve gündeme getiren, hatta gündemde tutup üstüne gidilmesini sağlayan gazeteci Barış Terkoğlu, ihale ile ilgili dünyanın diline düşen rüşvetler sonrası bu defa bambaşka bir skandalı daha ortaya çıkarttı.

Tekoğlu, Siemens’in kazandığı yüksek hızlı tren (YHT) ihalesinde olan biteni, Türkiye'de değil ama yurtdışında ceza kesilen rüşvet dosyasını ihalesiyle ilgili iç soruşturma raporuna da ulaşarak günlerce yazmıştı ki sonunda muhalefet partileri de sürece dahil olmuşlardı.

Soruşturma, Siemens’in Kolin ile kurduğu ortaklıktaki rüşvet ihbarı nedeniyle yapılmış, ihbarda “Siemens Türkiye’nin, alt tedarikçi Kolin’e, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) yetkililerine rüşvet dağıtması için fazla ödeme yaptığı...” ifadeleri yer alırken “Yüzde 30 Türk devlet görevlilerine, yüzde 20 Kolin’e, yüzde 20 TCDD yetkililerine, yüzde 20 ise Siemens ile Kolin’i buluşturan aracılara, yüzde 10 ise Siemens Türkiye’nin yöneticilerine” diyerek devam ettiğini de öğrenmiştik Terkoğlu'ndan.

İddiayı inceleyen Siemens soruşturmacıları, rüşvet iddialarını belgeleyemediğini söyleseler de Siemens’in Kolin’e yaptığı ödemeleri tutarsız bulmuşlar ve “Siemens, Kolin’e, işini yapmamasına rağmen neredeyse tüm sözleşme tutarında ödeme yaptı” tespitine imza atmışlardı.

Siemens'in Ürettiği Yüksek Hızlı Tren Setlerinin İlki Teslim Alındı

Siemens sözleşmeyi feshetmiş ve Kolin ile Siemens tahkim mahkemesinde karşı karşıya gelmişti ki Terkoğlu, araştırmasına devam etti.

Gizlilik kararının olmadığı bir başka mahkemenin dosyalarına ulaşan Terkoğlu, Siemens çalışanlarının e-posta yazışmalarını da yayınlayarak Siemens'in, Kolin’i Türkiye’de ihaleleri almayı kolaylaştırmak için seçtiğini, kendisi için lobi faaliyeti yapmasını beklediğini, yöneticilerin e-postalarda açıkça dile getirdiği cümleler ile göstermişti.

Skandal ihale ile ilgili gelinen ve ulaşılan son nokta ise fazlası ile sorgulayıcı oldu.

Tekoğlu'nun köşesinde aktardığı üzere, bugüne kadar basına açıklandığı haliyle, yaklaşık 60 milyon Avro olarak bilinen ihalenin aslında 407 milyon 147 bin Avro olduğu, Siemens’ten toplam 12 tren ve bunların bakım-onarım hizmeti alındığı ortaya çıkarken, alınan trenlerin ise “güvenilirlik” şartlarını da sağlamadığı öğrenildi.

YHT ihalesindeki rüşvet ağı: İşte soruşturma belgeleri

Bizzat Siemens’in açıkladığı bu durum ise; akıllara TCDD'nin ihale şartnamesinde, satın aldığı trenlerin A, B, C, D tipi güvenilirlik şartlarını sağlamasını istediği halde, sağlamaması sebebi ile neden herhangi bir cezai işlem uygulamadığı sorusunu getirdi.

Terkoğlu, Türkiye'de yaşayan vatandaşın cebinden çıkacak 56 Milyon Avro gibi ciddi bir rakamı, korkunç ihale bedeli ve ortaya çıkan rüşvet skandalının yanı sıra "güvenilirliği" bile sağlayamazken Simens'e neden ödeyeceğimizi, ödeyip-ödemeyeceğimizdeki "önemi" şöyle anlatıyor;

GÜVENİLİRLİĞİ SAĞLAYAMADIĞI HALDE İHALEYE GİRDİ VE "KAZANDI"

Barış Terkoğlu ve Hülya Kılınç tutuklandı

"Basitçe söylersek A sınıfı hatalar “trenin boşaltılmasına”, B sınıfı hatalar “trenin yolda kalmasına”, C sınıfı hatalar “trenin gecikmesine” neden oluyor. Siemens belgeleri, kendi trenlerinin bu üçünü sağladığını söylüyor.

Gelgelelim, sıra D tipine geldiğinde sorun çıkmış.

Zira D tipi hatalar, “Aracın gün sonuna kadar servise devam edebildiği arızalar” olarak tanımlanmış. Yani koltuk önlerindeki ekranların bozulması, servis lambasının yanmaması ya da tuvalette sorun çıkması gibi... Aracın yola devam ettiği ancak yolcular ve çalışanlar için rahatlığı bozan arızalar bu kapsamda. TCDD ihalesi, bu arızaların gerçekleşme sıklığına dair bir kriter belirlemiş. Siemens, iç yazışmalarında, trenlerinin bu kriteri sağlayamayacağını kabul ediyor.

Peki bu durumda ne yapabilir?

Öyleyse ihaleye girmesin diyebilirsiniz. Siemens ihaleye girmiş ve kazanmış.

Sonra?

D sınıfı güvenirlilik şartlarını hafifletmeye çalışıp da başaramayınca Alman gibi başlayanlar Türk gibi devam etmiş. “TCDD’ye güvenilirlik kriterlerini sağlamayan tren versek ne olur” diye sormuşlar. Tabii TCDD’nin yapacağı en radikal hamle, “Alın 12 treninizi verin 407 milyonumuzu” olur. Elbette onca süre kullandıktan sonra, hele tren ihtiyacının olduğu bir dönemde TCDD bunu yapmak istemez.

Siemens, sözleşme maddelerine bakarak TCDD’nin kendisine kriterleri sağlamaması nedeniyle ceza kesebileceğini öngörmüş. Bu cezanın 1 milyon 800 bin Avro olacağını hesaplamış. Şaşırtıcı ama kapitalizm belki de bu: Yüzde 50 ihtimalle bu cezanın çıkacağını düşünerek tahmini bütçeye, 900 bin Avroyu, ceza ödemesi olarak peşin peşin yazmış.

Peki başka bir ihtimal daha var mı?

Var ama eminim onu kimse düşünmek istemiyordur.

56 MİLYON AVRO KAZANABİLİRİZ

Kan Şekerini Düşürmenin Etkili Yolları: Kan Şekerini Dengede Tutmak İçin İpuçları Kan Şekerini Düşürmenin Etkili Yolları: Kan Şekerini Dengede Tutmak İçin İpuçları

Şöyle anlatayım...

İhale sonunda trenler “geçici kabul” ile alınıyor. Ödemesinin büyük kısmı yapılıyor. Trenler bir süre kullanılıp, bütün şartları sağladığı anlaşıldıktan sonra, kalan kısmın ödemesi yapılıyor. Şartnameye göre 12 ayın sonunda kriterler sağlanıyorsa ödeme gerçekleşiyor.

Resmi belgelere göre TCDD’nin Siemens’e yapmadığı 56 milyon Avroluk kesin ödeme kaldı. Siemens de “kriterleri sağlamıyoruz”u kabul ettiğine ve bunu bile bile yaptığına göre, TCDD bu parayı vermeyebilir. Konuştuğum hukukçulara göre buna hakkı var.

Bunları öğrenmek için Fizan’a gitmeye gerek yok. Ulaştırma bakanının bana dava açmaktan yapacağı daha önemli bir şey var. TCDD, Siemens ile eski çalışanları arasındaki davaya avukatını gönderip sürece müdahil olursa bütün evrakı edinebilir. Söylediğim her şeyi de belgelemiş olur. Böylece ülke ekonomisine de 56 milyon Avro kazandırır.

Uyumak için tek başımıza sağdan sola döneriz. Ama uyandırılmak için nedense birini bekleriz. Gerçekleri rüyalara tercih ettiğimiz gün kendi kendimize uyanacağız."