Türkiye Komünist Partisi (TKP) Bartın'daki maden faciaya ilişkin ses getiren bir açıklama yayınladı ve facianın arka planında kömür alanındaki piyasalaşma ve taşeronlaşmaya dikkat çekerken "Bir avuç asalağın çıkarları için tek bir işçi kardeşimizin daha ölmesine izin vermeyelim" sözleri ile gündem oldu.
Ülkedeki enerji kaynaklarının 'plansızca heba edildiğini vurgulayan TKP, madencilerin hayatlarının da hiçe sayılmasıldığına dikkat çerken "Maalesef maden işçileri piyasanın ve patronların gözü doysun diye hayatlarını sürdürebilmek adına hayatlarından olmaktadır." diyen TKP açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Türkiye Komünist Partisi olarak bu acımasızlığın ve arsızlığın son bulması için halkımıza çağrımızdır. Bir avuç asalağın çıkarları için tek bir işçi kardeşimizin daha ölmesine izin vermeyelim. Çözüm açıktır: Tüm maden işletmeleri devletleştirilmeli, madencilik alanındaki tüm özel işletme ve taşeron faaliyetleri son bulmalıdır. Kömür üretimi toplumun bütünün ihtiyaçları gözetilerek merkezi olarak planlanmalı, maden işçilerinin can güvenliği ve sağlıklarının güvence altına alınmasını esas öncelik sayacak şekilde bilimsel ve teknik tüm gerekler yerine getirilmelidir."
TKP'nin yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:
"Madencilere sözümüz: Ekmeğimizle yaşamımız arasında tercihe zorlanmayacağımız bir ülke kuracağız!
Bartın ili Amasra ilçesinde Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi maden ocağında onlarca işçi kardeşimizi kaybettik. Büyük bir keder içerisindeyiz. Yaralanan ve yitirdiğimiz maden işçilerinin aileleri ile dayanışmak bugün asli görevimiz.
Ama bir soru var hepimizin aklında, madenci kardeşlerimiz neden öldü? Madenlerde, inşaatlarda, işyerlerinde işçiler neden ölüyor?
Yirmi birinci asırdayız, insanlığın bilimde ve teknolojide yakaladığı gelişkinlik hepimizi şaşırtmakta. İnsanların hayatını kolaylaştıracak yaşamın zorluklarını fazlası ile azaltacak bilimsel ve teknik bir gelişkinlik söz konusu. Ama tüm bu olanaklar ve insanlığın yarattığı zenginlik bir avuç para babasının çıkarlarına sunulurken milyarlarca insan yoksulluk, sefalet ve ölümle savaşmaya devam ediyor. Ülkemizde milyonlarca emekçi olarak bizler, üç kuruş kazanabilmek için hayatlarımızı tehlikeye atarak çalışıyoruz.
Yaşadığımız bu düzenin adı piyasa düzeni. İnsanlığı daha ileri seviyelere taşımanın, Türkiye’yi kalkındırmanın, zenginliği artırmanın yolu olarak tarif edildi piyasa. Geldiğimiz nokta ise ortada. Doğası ve kaynakları yağmalanmış, çarçur edilmiş bir ülke var. Her tür bilimsel tanım ve teknik olanak mevcutken maliyet ve kâr hesaplarına kurban edilen, hiçe sayılan işçi hayatları var.
Evet tam da bugün sormamız gerekmiyor mu, madencinin ölümüne sebep olan fıtrat nedir?Maden işçisi kardeşlerimiz, ne için neyi göze alarak ölüme gittiler?
Amasra’da 14 Ekim 2022 tarihinde yaşanan iş cinayetinin gerekçesine dair şu an söylenen bir grizu patlaması olduğu yönünde. Özelleştirme dedikodularının, taşeron faaliyetlerinin ortasında neredeyse özelleştirilsin diye uğraşılan bir maden ve ihmallerden bahsediliyor. Metan gaz ölçümlerinin yönetmeliklere uygun şekilde yapılıp yapılmadığı, gerekli havalandırma kanallarının açık olup olmadığı, gerekli denetimlerin düzenli şekilde yapılıp yapılmadığı, ferdi oksijenli kurtarma istasyonlarının var olup olmadığı, böyle devam ediyor…
Türkiye’de enerji sektörü piyasanın eline teslim edilmiştir. Türkiye’de kömür madenciliği faaliyeti büyük oranda insan hayatını hiçe sayan paragöz sermayedarlar ve onların merdiven altı faaliyet yürüten taşeronlarının eline teslim edilmiş, Türkiye Taş Kömürü Kurumu tamamen tasfiye edilme noktasına getirilmiştir. Sonuç, ülkemizin enerji kaynaklarının plansızca heba edilmesi, madencilerin ise hayatlarının hiçe sayılmasıdır.
Çok açık ki AKP iktidarı yönetemiyor. Sermayenin açlığını doyurmayı vazife bellediği için yönetemez de. Maalesef maden işçileri piyasanın ve patronların gözü doysun diye hayatlarını sürdürebilmek adına hayatlarından olmaktadır.
Türkiye Komünist Partisi olarak bu acımasızlığın ve arsızlığın son bulması için halkımıza çağrımızdır. Bir avuç asalağın çıkarları için tek bir işçi kardeşimizin daha ölmesine izin vermeyelim.
Çözüm açıktır: Tüm maden işletmeleri devletleştirilmeli, madencilik alanındaki tüm özel işletme ve taşeron faaliyetleri son bulmalıdır. Kömür üretimi toplumun bütünün ihtiyaçları gözetilerek merkezi olarak planlanmalı, maden işçilerinin can güvenliği ve sağlıklarının güvence altına alınmasını esas öncelik sayacak şekilde bilimsel ve teknik tüm gerekler yerine getirilmelidir.
Madencilere sözümüz: Ekmeğimizle yaşamımız arasında tercihe zorlanmayacağımız bir ülke kuracağız!"